https://www.haytap.org/tr/yaban-hayatnn-canllar-uecuencue-koeprueye-kar
3. Köprüye HAYIR !
İnatlaşmaya binen Istanbul’a 3. köprü yapılsın mı yapılmasın tartışmalarına , haklarını savunduğumuz canlar açısından neden kimse bir pencere açmıyor. Neden onların yaşam alanlarının elinden alınması için insanoğlu kendinde doğal yaşam ortamlarını “gasp etme ” yetkisini elinde bulundurur ?
Yani sincapların , tilkilerin , kuşların , kaplumbağaların , leyleklerin yaşamış oldukları alanlar için neden eko sistemin bozulabilecek dengesi de tartışılmıyor ?
Anımsayın 2. köprü yapılmadan önce şu anda çevre yollarının geçtiği bölgelerin çoğu su havzası idi , ormanlık alanlar idi. Ne zaman köprü yapıldı hemen devamında çevre yollarının kenarlarındaki tüm alanlar imara açılarak yağmalandı.
Aslında köprü köprü dedikleri , işte bu çevre yolları ve onun sonucunda civarındaki yeşil alanların ve su havzalarının imara açılması . Tüm kavga bu yüzden. Yoksa köprü boğazın üstünden geçmiş geçmemiş o kadar da önemli değil hani. Çünkü Türkiye otoban kenarına sıfırdan imar veren ender ülkelerden . Oysa gelişmiş ülkelerde yolların geçtiği alanlara bu kadar yakından imara , yapılaşmaya , betona , kaçak yapıya göz yumulmaz. E5 karayolu ve TEM bu imara açılma sonucu transit yol olma özelliği kaybettirildi , burada giderken etrafı binalarla çevrili adeta bir sokak ya da cadde içinde gitiğinizi görmek artık şaşırtıcı değil.
Oysa , istanbula insan ve araç nufusunun bu yolla çekilmesi , aslında doğal ortamı ve ekosistem yaşama tarzı kendi elimizle yok ettiğimizin kanıtı ve hala kimse bunu görmek istemiyor.
Şu andaki mevcut göl havzaları ve ormanlık alanlar bile 15 milyonluk nufusun ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzakken nerede kaldı oradaki yaban hayatının sürdürülebilirliğini sağlamak ? Kaldıki , şunu da unutmayın. İstanbul belediyelerinin hala çoğunluğu , sokak hayvanlarını özellikle bu ormanlık alanlara kamyonlarla atıyorlar…O zavallıcıkların ormanda yaşayabileceklerini düşünüyor ve onları açlığa terk ediyorlar..3. köprüye onay vermek ekosistemi telafisi imkansız ve güç zararların meydana geleceği bir dünyaya kapı aralanıyor. Halbuki sadece hayvanların değil insanların yaşam kalitesi bu kararla düşüyor . Onlar da gözlemlediğimiz her olumsuz etki aslında biz insanlara da daha sonra etkisini göstereği kesin. Yani onlar yok oluyorsa , biz de aynı şekilde acıyla , havasızlıkla , kanserle yok oluyoruz.
Raylı sistemlere öncelik tanımamak ya da transit yol diye tutturup aslında çevre yolları vasıtasıyla rant sağlamak , İstanbul’un o kendine has çevresel dokusunu bozduğu gibi , yaban hayatından uzak , betonlara hapsedilmiş , hayvanları sadece kafesler arkasından görebileceğiniz , yüzyıllık ağaçların kesilip yok olduğu bir dünyaya bizleri son hızla götürüyor.
Dostlarımız haykırıyor . 3 . ve 4. köprülere izin vererek aslında onların da yaşam alanlarını , onların çektiği acıyı sanki başımıza gelmeyecekmiş gibi sorgulamadan avantajlı ırk özelliğimize dayanarak kaldırıyoruz.
Zaten onları uzaklara öteleye öteleye yaşayacak alanları , nefes alacak , su içecek , dinlenecek bölgeleri de kalmadı .
Siyasiler İstanbula iz bırakacak diye , buna hakkımız var mı ? Raylı sistemler dururken , petrole bağımlı ekonomi , küresel ısınmaya daha katkı sağlamayacak mı ?
Kutup ayılarının yok olması , buzulların erimesi , ozonun delinmesi sanki bizim sorunumuz değil mi ?
HABERTURK 26/09/2009