https://www.haytap.org/tr/te-sirklerin-dier-yuezue
İşte Sirk Gerçeği !
“Sirk, circus,zirkus, cirque,circo” hangi dilde olursa olsun bedeli ağır bir eğlence.
Filler bunu nasıl yapıyor?
Sink that hook into ‘em ... when you hear that screaming then you know
you got their attention. … -
Tim Frisco adındaki sirk eğitmeni yeni nesillere bir fili nasıl yola getirebileceklerini bu sözlerle açıklıyor. “ Kancayı batır … çığlığı duyduğun an dikkatini çekmişsin demektir.” Frisco bunu bir sirk eğitmeni olan babasından öğrendi, sirk eğitmeni olmak isteyen yeni nesiller Frisco’dan öğrenecek ve bu işkence böyle sürüp gidecek.,
Sirkler, çocuklara hayvanları sevdirmek ve insanları eğlendirmek için varlığını sürdürüyor. Ancak ödenen bedel düşünülünce eğlenceden pek de eser kalmıyor. Ormanların kralı aslan ormanında gezinirken şüphesiz ki ateş çemberinin içinden atlamıyor, dev cüssesiyle insanoğlunu ürküten fil ailesiyle birlikte Afrika’da top oynamıyor ya da bisiklete binmiyor. Peki sirkteki hayvanlar “eğlence “ adı altında yaptıkları onca şeyi nasıl yapabiliyor hiç düşündünüz mü?
Kendi doğalarında, özgürce , hak ettikleri şekilde yaşamaları gerekirken “insanlar” tarafından küçücük kafeslere hapsedilerek oradan oraya sürükleniyorlar. “Yaşamak” üzere kapatıldıkları kafesler o kadar küçük ki çoğunlukla sağdan sola dönecek kadar yerleri bile olmuyor. Yemek odaları, yatak odaları ve tuvaletleri de yine bu küçücük kafesler oluyor. Sirkler gezici ekiplerden oluştuğu için yaşam için en gerekli madde su bile kısıtlı miktarda bulunuyor. Bırakın banyo yapıp temizlenmeyi bazen içecek su bile bulamadan bir sonraki durağa kadar yolculuklarına devam ediyorlar.
Filler zarar vermelerinden korkulduğu için uzun yılar boyunca ayaklarından zincirleniyor. Bebek filler annelerine en muhtaç oldukları zamanda,ağaç yaşken eğilir mantığıyla eğitime başlamak için, annelerinden koparılıyor. Yavrular da iplerle bağlanıyor kaçmalarına engel olmak için, ama yerlerinde durmadıkları için bağlandıkları ipler vücutlarında kesikler oluşturuyor. Birçok sirk, hava şartlarına hiç önem vermediği için hayvanlar aşırı sıcağa ya da soğuğa maruz kalabiliyor. Yemek konusu ise başka bir dert. Doğadaki kardeşlerinin yediklerini yemeleri şöyle dursun çoğunlukla daha iyi bir performans elde edebilmek için normalden daha az beslendikleri bile oluyor. Bu hayvanlar arsında hastalık sık görülen bir şey. Tropikal bölge hayvanlarına bakabilecek veteriner az olduğu için de acı çekerek “hayata” gözlerini yumuyorlar.
Sorulması gereken en önemli soru ise bu hayvanların “show” adı altında sunulan performansları nasıl sergiledikleri. Kendi doğalarında yapmadıkları ve asla yapmayacakları hareketleri yapmaları için “ insan” eğitmenleri çoğunlukla işkenceye varan yöntemler kullanıyor. Haliyle bir file, ayıya ya da aslana “otur”, “kalk”, “yat” denildiğinde sizi dinlemeyecektir. Ama ona şiddet uygularsanız önünüzde eğilecektir. İşte eğitmenlerin kullandıkları yöntem de bu. Elektrik şoku, kancalar, baseball sopaları, kırbaçlar ve borular kullandıkları işkence aletlerinden birkaçı. Kendilerini tehdit altında hissedip de zarar vermesinler diye ağzı sürekli kapalı tutulan hayvanlar var. Bazıları ise ilaçlarla uyuşturuluyor hükmetmek kolay olsun diye. Daha ileriye gidip dişleri sökülenler bile var. “Hadi hamamda koca karılar nasıl bayılır göster bakalım” denilen ayıların ise ayaklarındaki pençeler yakılıyor ki ayakta durabilsinler.
Tüm bu etkenler bir araya geldiğinde hayvanlarda ruhsal bozuklukların baş göstermesi kaçınılmaz oluyor haliyle. Ve kendilerine hükmetmeye çalışanlara zarar verebiliyorlar. Haklı yere yaptıkları bu saldırıda suçlu olan yine “onlar” oluyor. Ve sonunda yine cezayı onlar alıyorlar, belki de bu kez tamamen canlarından olarak. Araştırmalar 1990’dan bu yana aslan, kaplan gibi hapsedilmiş büyük kedilerin 46 insanın ,ayıların 8 i çocuk 13 insanın 26 ise ayının ölümüne neden olduğu biliniyor Primatlarda durum daha farklı. 1990’dan bu yana 2 insanın öldüğünü , 130’unun yaralandığını ve 450 primatın öldüğünü görüyoruz. Hapsedilmiş filler ise 57 insanın ölümüne 120 insanın da yaralanmasına sebep olmuş. “Yaşamaya” zorlandıkları şartlar düşünüldüğünde onları suçlamak ne kadar mümkün?
Peki uzun yıllar boyunca acı çekerek insanları eğlendirdikten sonra bu hayvanlar için “ SON” nerede başlıyor? Bir hayvan artık gösteri yapamayacak kadar yaşlanmış ya da beceriksizleşmişse emekliliğini geçirebileceği birkaç seçenek var. Ya ölene dek kafeste “yaşamaya” devam etmek, ya bir av sahasına avlanmak üzere satılmak ya da bir laboratuara denek olarak satılmak.
“Bana ne” deyip kenara çekilmek de bir seçenek tabi ama bu vahşete daha fazla seyirci kalmamak ve içinde yer almamak “onlar” için atılacak en büyük adım belki de. Şehrimize gelen, hayvanların eğlence aracı olarak kullanıldığı, sirklere paramızı harcamayalım. “Onların” bizim ödediğimizden daha ağır bir bedel ödediğini hatırlayalım. Çevremizde bu sirklere gitmek isteyenler varsa, sahneye yansımayan ama geri planda yaşanan bu “acımasızlığı” onlarla da paylaşalım. Ziyaretçi bulamadıkları zaman bu sirkler zaten kapanmak zorunda kalacak ve hayvanlar özgürlüklerine kavuşacaklardır.
İlla sirk diyorsak da hokkabazların, cambazların, trapezlerin, palyaçoların olduğu sirkleri tercih edelim. Sadece bunlarla eğlenen ülkeler var. Öyle ki İsviçre, Avusturya, Kosta Rika, Hindistan, Finlandiya, Bolivya ve Singapur gibi ülkeler Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesinde yer alan ve “Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz, hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlardan yararlanılan gösteriler hayvan onuruna aykırıdır “ diyen 10. maddesi uyarınca sirklerde hayvan kullanılmasını yasaklamıştır. Türkiye’nin de en kısa süre içinde bu ülkeler arasında yerini alması dileğiyle, bırakalım hayvanlar kafeslerde acı çekerek değil ait oldukları doğada huzur içinde yaşasınlar.
Uluslararası hayvan hakları örgütü PETA sirklerde hayvanlarla yapılan şovların perde arkası görüntülerini gözler önüne serdi.
Görüntülerde Ringling Bros. sirki için sahneye çıkacak yavru filin elektro şok ve kancalarla eğitim işkencesi yer alıyor.
Şovlarıyla seyirciyi eğlendiren hayvanlar için sirkin perde arkası zincir ve kafesler içinde işkence kampı gibi. PETA’nın
protesto ettiği ve dünyanın dikkatini çekmeye çalıştığı bu durumla ilgili Bolivya’dan olumlu bir karar çıktı ve sirklerde
hayvan kullanımı yasaklandı.
Fakat bu görüntüler dünyanın diğer yerlerinde tekrarlanmaya devam etmekte...
BU KONUDA NE YAPABİLİRİM DİYORSANIZ FEDERASYONUMUZUN SİRK GERÇEĞİ EKİBİNDE DAİMİ OLARAK ve
GÖNÜLLÜ ÇALIŞMAK İÇİN LÜTFEN BİZE
bilgi @ haytap.org adresine başvuru yapınız.