DON KİŞOT’UN KÖŞESİ

Sıpa Çitlembik Hukuk Fakültesinde Derste

Kedi, köpek, sıpa... Onlar, hukuk fakültesindeki bir seçmeli dersin konukları. Dersle, hukuk öğrencilerine hayvan hakları tarihi, yunus parkı ve sirk gerçeği, ceza hukukunun hayvanlara yönelik eksikleri anlatılıyor. HAYTAP Başkanı, avukat Ahmet Kemal Şenpolat’ın verdiği dersi izlemek için oradaydık.

çitlembik, hukuk dersi kürsüsünden melul melul üniversite öğrencilerine bakıyor. Öğrenciler, onun ve diğer hayvanların haklarını öğrenmek için oradalar. Çitlembik de kim mi? O henüz iki aylık sevimli bir sıpa. MEF Üniversitesi Hukuk Fakültesi geleceğin hukukçularında hayvanlarla ilgili sorumluluk bilinci oluşturmak amacıyla seçmeli ders programlarına ‘Hayvan Hukuku’nu ekledi. 3. ve 4. sınıf öğrencileri, isterlerse bu dersi seçebiliyor. Hayvan Hakları Federasyonu’nun (HAYTAP) Başkanı, avukat Ahmet Kemal Şenpolat’ın verdiği bir dönemlik derste pet-shop, hayvanat bahçeleri, yunus parkları ve sirk gerçeği, deney sorunu, hayvan hakları tarihi, ceza hukukunun hayvanlara yönelik hükümleri ve eksikleri gibi konular işleniyor. Dersin ilk konuğu, HAYTAP’ın barınaktan aldığı St. Bernard cinsi köpek Minik’ti. İkinci misafiri ise sevimli sıpa Çitlembik oldu.

Çitlembik, üniversite kapısından girer girmez ilgi odağı oluyor. Sanki biliyormuş gibi sınıfın yolunu tutuyor. Sevimliliğiyle öğrencilerde gülümsemeye yol açıyor. Şenpolat, “Hayvan hakları konusunda farkındalık oluşturmak istiyoruz” derken, Çitlembik de kürsüde onu izliyor. Ahmet hoca, neden bir sıpa getirdiğini şöyle açıklıyor:

VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ!

“Bir zürafa, ayı getirebilme şansımız yoktu ama kedi ve köpekler dışında da hayvanlar var. Genelde insanlar kedi ve köpeğe kötü muamele yapıldığında ayaklanıyor. Kötü muamele gören yük hayvanları gözlerden ırak olduğu için görülmüyor. Eşek denildiğinde hakaret algılanıyor. Dava açtığınızda manevi tazminat kazanabilirsiniz. Halbuki aslan, kaplan denmesi gurur kaynağı. En fazla çalışan hayvanlar, bu gariban eşekler. Çitlembik’i biraz da ne kadar sevimli olduğunu görün diye getirdim. Hukukun konusu olan insanlar; hayvanlar ise mal olarak anılıyor. Derste onların nefes alma, işkence görmeme, bizlerle yaşayabilme hakkından bahsediyoruz. Hayvan haklarıyla ilgili film izlenmesinden hukuki mevzuata, romanlara kadar her şeye bakacağız. ‘99 Soruda Hayvan Hakları’ kitabımı takip edeceğiz. Hayalim bir sonraki derse keçi getirmek.

Hayvanların acılarını dile getirebilecek doğru insanlar hâlâ yeterli değil. Medya karşısında şov, ajitasyon yaparak, tweet atarak bir hak savunulamaz. Öğrenciler, hiç bilmedikleri bir dünyayla tanışacak ve içlerinden bizi de geçenler olacak ki onlara iyi bir bayrak devredelim.”

O DA DERSİ ONAYLIYOR

Derste Çitlembik onaylarcasına anırıyor. Ahmet hoca, “Doğru söylüyorsun” diyor ve ekliyor: “Maalesef Hayvanları Koruma Kanunu’muz, onları ‘koru-ma’ şeklinde. Sakın koruma der gibi... Yasa koyucu, hayvanın hakları olduğunu kabul etmiyor. Korunması gereken canlı olduğunu düşünüyor. Hayvana kötü muamele edenler cezalandırılmalı, gelişmiş ülkelerdeki gibi tutuklanmalı.”

‘ÜÇ AYDA İKNA ETTİM’

Hayvan haklarının Türkiye’de ilk kez ders olduğunu belirten Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Havva Karagöz, şunları söyledi: “Bunda geç kalındı. Hayvanlarla ilgili sorun, temelde bir insan sorunu. Çevre, tabiat ve canlılarla ilgili etkin olmamızdan kaynaklanan ciddi sorumluluklarımız var. Dersi kurgularken uzun süre düşündük. Yurtdışındaki örnekleri inceledik. HAYTAP Başkanı ve avukat Şenpolat en doğru isimdi. Böyle bir ders olmadığı için biraz çekindi. Üç ay onu izledim, ikna ettim, cesaret ve destek sözü verdim. Dersin diğer hukuk fakültelerinde yaygınlaşması bizi çok mutlu edecek. Ders, geleceğin hukukçusu öğrencilerimizde, hayvanlarla ilgili sorumluluk bilinci oluşturmayı amaçlıyor. Mevzuat uygulayıcı hakimlerimiz arasında hayvan aktivistinin olması, hayvana yönelik şiddetin cezasız kalacağı algısının yıkılmasına yardımcı olacak.”

HÜRRİYET