https://www.haytap.org/tr/rusyada-vejetaryenlerin-saysnn-artmasnda-rus-edebiyatclarn-etkisi-olduu-dueuenuelueyor
Rusya’da Vejetaryenlerin Sayısının Artmasında Rus Edebiyatçıların Etkisi Olduğu Düşünülüyor
Rusya’da yapılan bazı araştırmalara göre, nüfusun neredeyse yüzde 4’ü vejetaryen. Bu oranda klasik Rus edebiyatçıların da etkisi olduğuna inanılıyor.
Sputnik, ‘vejetaryen kebabı Tatar bifteğine tercih eden’ bazı Rus yazarlara ışık tutuyor. Rusya’da vejetaryenliğin geçmişi, ülkenin ilk vejetaryen topluluğu olan ‘Ne balık ne de tavuk eti’ nin St. Petersburg’da ortaya çıktığı 1860’ların ortasına kadar gidiyor. ‘Vejetaryenlik’kelimesiyse Rus Dili Sözlüğü’ne 19. yüzyılın sonunda girdi. Ülkenin ilk vejetaryen kafesi 1894’te başkent Moskova’da açılırken, vejetaryen yemek tariflerini içeren ilk Rusça kitap ise 1923’te basıldı. ‘Kimseyi Yemiyorum’ adlı bu kitap, yılın her güne bir yemek düşecek şekilde 365 tarif içeriyordu. Çarlık Rusyası’nın tanınmış vejetaryenleri arasında ressamlar Nikolay Rerih, Nikolay Ge ve İlya Repin gibi isimler yer alıyordu. Rus yazarlar arasında da ‘zulümsüz besin ürünlerini’ tercih eden bir dizi isim bulunuyordu.
Lev Tolstoy, İngiliz vejetaryen yazar William Frey’in, kendisini evi Yasnaya Polyana’da ziyaret etmesinden sonra et yemeyi bırakır. Bu ziyaretin ardından Tolstoy ‘İlk Adım’ adlı denemesini yazar. 1891’de yayımlanan deneme bu dönem yazarları tarafından ‘Vejetaryenliğin İncili’ olarak anılır.
Tolstoy’dan etkilenerek vejetaryen olan isimlerin başında Nikolay Leskov gelir. Leskov’un ‘Vejetaryenler Hakkında’ adlı makalesi 1889’da yayımlanır. Leskov, Figura isimli hikayesinde de Rus edebiyatının ilk vejetaryen karakterine hayat verir. Hikayeye göre, ‘Figura, Nastya ve üç yaşındaki kızıyla birlikte yaşar. İçlerinden hiçbiri ne et ne balık ne de yaşam bilinci olan herhangi bir şey yer.’
Maksim Gorki tüm yaşamı boyunca sebze turşusu, lapa ve çorba gibi basit halk yemeklerini tercih etti. Gorki, beslenme şeklini anlatan bir anekdotun da baş kahramanıdır.