HAYVANAT BAHÇELERİ GERÇEĞİNDE YAPTIKLARIMIZ

Pakbahadur ve Bir Ayı

Asya fili Pakbahadur 1948 yılında doğmuş ve 1953 yılında da izmire getirilmişti. İzmir Kültürpark’ta bulunan Hayvanat Bahçesi’nde (!) 1953 yılından itibaren küçük bir beton alanda tutsak edildi ve seyirlik ’mal’ muamelesi ile gösterildi... Pak Bahadur· ’beton zemin’ üzerinde edindiği hastalıklarla, acılar içinde kıvranarak ölmüştü. 21 Temmuz 2007 yılında öldüğünde 60 yaşında idi.. Beton hapishanesindeki çileli esaret yaşamı tam 54 yıl sürmüştü..


Hatırlayalım...· PAKBAHADUR’UN ’İNSAN TÜRÜ’NE SESLENEN O MEKTUBUNU :
·
Artık ayakta durmakta zorluk çekiyorum. Yaşlılıktan, ayaklarım büyümeye başladı. Sağa sola, duvarlara çarparak yürüyebiliyorum. Bu nedenle vücudumda yaralar oluştu. Artık 56 yaşındayım. Ömrümün sonuna yaklaştım. En fazla 3-5 yıl ömrüm kaldı. Elli yıldır, burada hapis hayatı yaşıyorum. Bir tarafımda dikenli bir çukur, diğer tarafımda dikenli bir duvar, diğer bir tarafta da, dikenli teller. En uzun yürüyüşüm, 5-6 adım atacak kadar bir uzaklık. Özgürlüğü asla tadamamış bir Asya filiyim. Ama yurdumu, ormanlarımı hiç göremedim. Zorunlu bir hapis hayatı yaşıyorum burada... Artık ne olur, ne olur, bana; özgür yaşayabilmem için olanak tanıyın. Bedenimi, diğer hayvanlara yem yapmayın. İskeletimi vitrinlik oyuncak yapmayın. Bırakın, bugüne dek asla koklayamadığım, asla basamadığım o kutsal toprağıma kavuşayım; özgürce, onurluca. Diğer özgür hayvanlar gibi doğal yaşam ortamı içinde ölebilme fırsatı verin bana!..
·
ÖZÜR DİLİYORUZ· Pak Bahadur!

Öte yandan yine hemen hemen benzer bir dramı hayvanları koruma derneği bünyesinde bulunan bir ayı için de düşünebiliriz. Fotoğraflardan da göreceğemiz üzere Pak Bahadur’un yaşadığı dramı Meyvan adlı ayı küçücük kafes arkasında tek başına yıllardan beri yaşamaktadır.

Mensubu olduğumuz insan türünün ben merkezciliği, anlamsız kibiri ve yok edici, acı çektirici ’vahşi’ egemenliği için. Senden ve hepinizden...
·
·
Şimdi Bu Can da bir PAK BAHADUR gibi esaret altında mı ölmeli ? Ölümünden sonra O’ndan da mı · özür dileyeceğiz ? Sizce hangi canlı böyle bir yaşam sürdürmeyi hak etmektedir ?
·
·
O can 2012 yılına kadarki sürede, yani yaklaşık 22 yıllık zaman boyunca altta fotoğraflarını gördüğünüz bu kafeste tutulmuştur.· Çünkü 22 yıl boyunca bunun dışında çıkacağı, gezeceği bir alana ve doğasına ait· bir yeşil ağaca da sahip değildir !·


  
2003 yılından sonra da yaklaşık 250 metrekarelik ve nedense geniş olarak nitelendirilmiş (!)  olan bir bölümde ancak yine esaret altında yaşamaya devam etmektedir... Ortalama ömrünün  30 - 35 yıl  olduğu gerçeğiyle,  bir 19 yıl daha bu şekilde mi yaşamalıdır ?  O da Sonunda aynı PAKBAHADUR gibi biraz ötesindeki toprağa gömüleceği zamanı mı beklemelidir ?
 

İnsan olmanın gereği olan ve insanı insan yapan en önemli ozelliklerinden biri de “EMPATİ” kurabilme yetisi ve özelliğidir... Bir ayının· (7000) yedi bin gündür yarı ömür yaşamını bu koşulla sürdürmesine, ve bir 7000 gün daha yine bu durumda yaşaması gerektiği düşüncesini hangi özgür irade kabul edebilir ?
·
Hangi vicdan, hangi empati durumu böyle bir şeyi isteyebilir veya kabullenebilir ?
·
İnsanoğlunun çıkarı ve gururu uğruna, bir ayının bundan sonraki kalan yaşamını da bir PAKBAHADUR gibi tüketmesinden yana seyirci mi olmalıdır bir insan?
·
Empati kurabilmek , işte· “şimdi ben O ayı‘yım” diyebilmektir...
·
Aynı;
“ Diğer özgür hayvanlar gibi doğal yaşam ortamı içinde ölebilme fırsatı verin bana!..· diyebildiğini hissetmek ve düşlemek gibi...

......
 
......
 
  • Pakbahadur ve Bir Ayı
  • Pakbahadur ve Bir Ayı
  • Pakbahadur ve Bir Ayı
  • Pakbahadur ve Bir Ayı
  • Pakbahadur ve Bir Ayı
  • Pakbahadur ve Bir Ayı
  • Pakbahadur ve Bir Ayı
  • Pakbahadur ve Bir Ayı
  • Pakbahadur ve Bir Ayı