https://www.haytap.org/tr/newsweek-grte-havlayan-bavullar
Newsweek : Gümrükte Havlayan Bavullar
Dünyanın önde gelen haber dergilerinden Newsweek Türkiye bu haftaki sayısını HAYTAP’ın yıllardır anlatmaya çalıştığı kaçak hayvan ticaretine ve bu ticaretin nasıl yaşandığını detaylı olarak anlatan yazısına yer verdi. Federasyon başkanımız Av Ahmet Kemal Şenpolat ile kardeş sitemiz petshop gercegi.com dan Burcu Sevim ile bu hayvanalrın özellikle Istanbul Havaalanında ele geçirildikten sonra kendisine yediemin olarak bırakılan Sema Mandev’in görüşlerine yer verildi.
Haberi hazırlayan Newsweek dergisine ve yazarlarına HAYTAP ailesi olarak bu kanlı pazarı tekrar gündeme getirdikleri için teşekkür ediyoruz.
O şubat akşamı kadının bavulunda evcil hayvan yavrularıyla yakalanmasına kadar süren kuryelik öyküsü de böyle başlamıştı. Yakalandığında kadın önce hayvanların kendisine ait olduğunu söyledi. Pet shop sahibi sevgilisi zor durumda onu yalnız bırakınca, hayvanları onun adına ülkeye kaçak getirdiğini itiraf etti.
Aslında bu durum bile onlar için sorun oluşturmadı. Zira bunun organize değil münferit bir olay olduğu kanaatine varılınca, kadın ve Ş.G.’nin tutuklu yargılanmasına bile gerek duyulmadı.
Bavulundaki hayvanlar, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun suçlar ve kabahatleri düzenleyen maddesine göre açılan davada, beyan edilmeyen ya da başkasına ait olup yolcunun kendisininmiş gibi gösterdiği eşyalar olarak kabul edildi. Haklarında para cezası istendi. Bu arada kadın kendi ifadesiyle beş kuruşsuz ve kaçarcasına Ukrayna’ya döndü. Dava ise sürüyor
Soğuk bir şubat akşamında Kiev-İstanbul uçağına bindiğinde, Ukraynalı kadının bavulu ve el çantası tıka basa doluydu. Annelerini emmeleri gerekirken sakinleştiricilerle uyutulmuş beş Fransız Buldog, iki Pekinese cinsi köpekle birlikte dokuz İran, üç Birman ve bir Chinchilla cinsi kedi yavrusu, bebek bezlerine ve kumaş parçalarına sarılarak bir bavulun içine tıkılmış Türkiye’ye kaçak olarak sokulacaktı. Daha önce defalarca işlenen bu suç, görünüşe göre yine tereyağından kıl çeker gibi gerçekleşecekti. Ne var ki bu kez işler hesaplandığı gibi gitmedi, kadın İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yakayı ele verdi. Adının açıklanmasını istemeyen kadın da, bu yasadışı trafiğin oyuncusuydu. O, evcil hayvan kaçakçılığı trafiğinde kullanılan çok sayıda kuryeden sadece biri. Tüm dünyada kriz yüzünden sokağa bırakılan evcil hayvan sayısında yaşanan artış haberleri medyada yer almaya başladı. Geçen hafta İngiltere Londra’daki Battersea Kedi ve Köpek Yurdu’na bağlı kurtarma ekipleri, 2007’nin aynı dönemine kıyasla binden fazla terk edilmiş köpeği sokaklardan topladıklarını açıkladı. Türkiye’de de 1996’da gösterime giren 101 Dalmaçyalı filminin etkisiyle evlerine Dalmaçyalı köpek alanlar bir süre sonra aşırı ilgi isteyen bu köpeklere bakamayıp sokağa bırakmışlardı.
Kriz yüzünden aynı manzaraların yaşanmasının beklendiği Türkiye, bir yandan da hayvan kaçakçılığında Avrupa’nın zirvesine oynuyor. Doğa ve Hayvanları Koruma Derneği’nden (DOHAYKO) Sema Mandev sadece Atatürk Havalimanı’ndan yılda 200’den fazla evcil hayvanın kaçak olarak yurda sokulurken yakalandığını söylüyor. Bu konuda tek yetkili kurum olan Gümrükler Genel Müdürlüğü ısrarlı sorularımıza rağmen elde veri olmadığını söyleyip somut rakam veremese de, her yıl Türkiye’ye kaçak sokulan evcil hayvan sayısının binlerle ifade edildiği belirtiliyor.
Bunun bir ispatı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yayımladığı resmi bir belgede saklı. 2006 yılında evcil hayvan ithali yapılmamıştır ibaresinin yer aldığı belgeyi hazırlayan Bakanlığın Koruma Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Habip Can, 2007’de yalnızca 184 köpeğin yasal olarak ithal edildiğini söylüyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Basın Müşavirliği’nden Mehmet Sarı’nın Newsweek Türkiye’ye verdiği yazılı bilgi ise Can’ın ifadeleriyle çelişiyor, ama daha da ilginç: Ülkemize 2006 yılında kedi köpek ithalatına izin verilmemiş olup, aynı zamanda 2006 yılı dahil olmak üzere 2007 ve 2008 yıllarında da Bakanlığımız veri tabanında kedi köpek ithalatına ilişkin bir bilgiye rastlanmamıştır. Oysa, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre yeni açılan her pet shop’tan (evcil hayvan satış yeri) haberdar edilmesi gereken Veteriner Hekimler Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Murat Arslan’ın Artık her mahallede bir tane var dediği pet shop’larda satış tam gaz sürüyor. O halde, buralarda satılan yabancı cins pek çok evcil hayvan nereden geliyor?
Arslan’a göre Milyonlarca dolarlık bir kayıt dışı sektörü döndüren bu pet shop’larda satılan hayvanların yüzde 95’i yurtdışından, kaçak geliyor ve İstanbul’daki pet shop’ların en fazla yüzde 20’si ruhsatlı. Üstelik sadece başka hayvanlara değil insanlara da bulaşabilecek kimi hastalıkların denetlenmeyen bu pet shop’lardan yayılması ihtimali var. Bu, durumu çok daha tehlikeli hale getiriyor.
Referans gazetesinde 2006’da yayımlanan bir haberde, evcil hayvan ürünleri sektörünün beş yılda yüzde 50 büyüyerek 2006’da 100 milyon dolarlık bir hacme ulaştığı belirtiliyor. Silk&Cashmere, Louis Vuitton, Prada, Burberry’s, Neiman Marcus, GAP gibi dünyaca ünlü markalar bu büyümeye istinaden aynı dönemde pet aksesuvarları konusunda Türkiye’ye yatırım kararı aldı. Japon kozmetik firması Merry Do Products ile mamadan aksesuvara 100 çeşit ürün sunan İsveç kökenli Husse şirketleriyse ülkede franchise sistemiyle büyümeye karar verdi. Sektör yeni aktörlerle büyürken, ülkeye kaçak yollardan giren evcil hayvanlara dair hukuki önlemlerin yetersizliğini gösteren gelişmeler de göze çarpıyor.
Newsweek Türkiye’ye, şu anda bulunduğu Ukrayna’dan telefonla konuşan 44 yaşındaki Ukraynalı kuryenin 26 Şubat 2007’de yakalanmasıyla, bir evcil hayvan kaçakçılığı resmÃ?® olarak ilk kez bu kadar açık biçimde gün yüzüne çıktı. Olay, hiç evcil hayvan ithal edilmemesine karşın pet shop’larda satışın devam etmesini de açıklıyordu. Buna göre ülkeye özellikle Doğu Avrupa’dan kaçak hayvan getiren iki ayrı kurye tipi var. Yabancı uyruklu olup doğrudan Türkiye’deki büyük dağıtımcılar için çalışanlar ve Türkiye’de iş yapan küçük ölçekli yabancı işadamları. Birinci gruba girenler çoğunluğu oluşturuyor. İkinci gruptakilerse, ülkelerinden Türkiye’ye iş için gelirken uçak biletlerini bedavaya getirmek için yanlarına kaçak hayvan alıyorlar.
Ukraynalı kadın, birinci gruba dahil olduğunu söylüyor. Ülkesinde iyi bir muhasebeciyken zamanla kazandığı para yetmeyince, binlerce Doğu Avrupalı gibi o da bavul ticaretine girişmiş. Evlenip beraber İstanbul’a yerleştiği Türk kocasıyla TürkiyeUkrayna arası yolculuklardan birinde tanışmış. İyi para getirdiği için, evlendikten sonra da bavul ticaretine devam eden kadın, bu yolculuklardan birinde hayatını değiştirecek bir başka Türk’le tanıştığını ifade ediyor. Bahsettiği kişi (Ş.G.) Türkiye’nin en büyük hayvan dağıtımcılarından ve pet shop sahiplerinden. İkilinin uçakta başlayan arkadaşlığı önce yasak bir aşka, sonra ticarete dönüşmüş. Kadının, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’ndan ulaştığımız dava dosyasında da yer alan ifadesine göre Ş.G. uzun yıllardır Macaristan ve Romanya gibi Doğu Avrupa ülkelerinden 1520 dolara aldığı cins hayvanları uyutarak, kuryeleri aracılığıyla hava ve karayolundan kaçak olarak Türkiye’ye sokuyordu. Ş.G. beraber çalışmaları halinde çok para kazanabileceği konusunda onu da ikna etti.
O şubat akşamı kadının bavulunda evcil hayvan yavrularıyla yakalanmasına kadar süren kuryelik öyküsü de böyle başlamıştı. Yakalandığında kadın önce hayvanların kendisine ait olduğunu söyledi. Pet shop sahibi sevgilisi zor durumda onu yalnız bırakınca, hayvanları onun adına ülkeye kaçak getirdiğini itiraf etti. Aslında bu durum bile onlar için sorun oluşturmadı. Zira bunun organize değil münferit bir olay olduğu kanaatine varılınca, kadın ve Ş.G.’nin tutuklu yargılanmasına bile gerek duyulmadı. Bavulundaki hayvanlar, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun suçlar ve kabahatleri düzenleyen maddesine göre açılan davada, beyan edilmeyen ya da başkasına ait olup yolcunun kendisininmiş gibi gösterdiği eşyalar olarak kabul edildi. Haklarında para cezası istendi. Bu arada kadın kendi ifadesiyle beş kuruşsuz ve kaçarcasına Ukrayna’ya döndü. Dava ise sürüyor (Son duruşması 10 Ekim’de yapılan davanın bir sonraki duruşması 18 Şubat 2009’da). Newsweek Türkiye’nin hakkındaki iddiaları sorduğu Ş.G. ise masum olduğunu ve mahkemenin devam ettiğini belirterek konuşmak istemedi.
Sema Mandev, Ukraynalı kadının havaalanında yakalandığı o gecenin tanığı. Mandev’e göre bu konudaki kanun o kadar yetersiz ki, Ukraynalı kadın İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yakalandığında, üzerinde bilet numarası yazılı olsa bile bavulların kendisine ait olmadığını söyleyip aslında pek çok kuryenin yaptığı gibi elini kolunu sallayarak havalimanından çıkabilirdi. Mandev’in gönüllü olarak çalıştığı dernek, 2006’dan bu yana Gümrükler Genel Müdürlüğü ile işbirliği içinde. O, havalimanından Türkiye’ye sokulmaya çalışılırken ele geçen kaçak evcil hayvanları yeddiemin olarak almak ve en kısa sürede yuvalandırmakla görevli. Bu yüzden hayvan kaçakçılarından aldıkları tehditler, o ve dernekteki arkadaşları için artık vakayı adiye. Mandev Hayvan kaçakçılığı sırasında Türk polisi tarafından ele geçirilen evcil hayvan sayısı ki o da bilinmiyor, kaçak hayvan pazarının sadece onda biri olabilir diyor.
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Ahmet Şenpolat ise Türkiye’ye kaçak hayvan sokmanın bu kadar kolay oluşunu, gümrük memurlarının zaafına bağlıyor. Şenpolat’a göre Türkiye’de kaçak hayvan pazarı kayıtdışı ekonominin önemli ayaklarından ve neredeyse hiçbir denetim yok. Sayıları tam olarak bilinmeyen, ama hızla çoğaldığı rahatlıkla gözlenen pet shop’lar kentlerde giderek artan evcil hayvan merakıyla besleniyor; evcil hayvan kaçakçılığı da kontrolsüz artan pet shop’larla. Üstelik Şenpolat’a göre Bu hayvanlar pet shop’larda fahiş fiyatlarla satışa sunuluyor.
İddianın gerçeği yansıtıp yansıtmadığını öğrenmek üzere, İstanbul’un farklı semtlerindeki iki büyük pet shop olan, Akmerkez Petworld ve Bağdat Caddesi’ndeki Bağdat Evcil Hayvan Mağazası’nın kapısını çaldık. Bu merkezler aynı zamanda küçük pet shop’lara satış yapıyor. Suçlamaları kabul etmeyen mağaza sorumluları, hayvanların çoğunun Macaristan’dan getirildiğini söylüyor. Her iki mağazada da, satılan hayvanların Macaristan’da düzenlendiği belirtilen soy kütüğü resmiyet taşımıyor. Çünkü belgelerde ne veteriner adı, ne de resmi kurum kaşesi var. Bu arada Pug cinsi bir köpek Petworld’de 1750, Bağdat Evcil Hayvan Mağazası’nda 650 dolara satılıyor.
Burcu Sevim, bu trafiğin mağdurlarından. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın hiç ithalat yapılmadığını açıkladığı 2006’da, Bağdat Caddesi’ndeki Bağdat Evcil Hayvan Mağazası’na Pug cinsi bir köpek siparişi verdiğini söylüyor. Daha sonra adını Pacino koyacağı köpeğin iki gün içinde kendisine ulaştırılacağı söylenmiş. 550 dolar bedel biçilen süs hayvanı için kaparo da bırakmış, karşılığında köpek maması için kesilen bir fatura almış. Mağaza sahibi de Pacino’nun bütün aşılarının tamam olduğunu söyledi diyor Sevim. Oysa Macaristan doğumlu Pacino, yeni ailesi tarafından pet shop’tan alındıktan 12 gün sonra gençlik hastalığından ölmüş. Sevim, hastalık belirtileri ortaya çıktığında Pacino’yu götürdüğü veterinerden, yavrunun satıcı tarafından söylendiği gibi iki aylık değil beş haftalık olduğunu öğrenmiş. Kendisine her aşamada yalan söylendiğini düşünerek Bağdat Evcil Hayvan Mağazası sahibi Mustafa Çakıcı’yla defalarca konuşmaya çalıştığını ama sonuç alamadığını savunuyor. Newsweek Türkiye’nin sorularını yanıtlayan Mustafa Çakıcı ise iddiaları reddediyor. Çakıcı, komploya kurban gittiğini ve Sevim’e köpek maması dışında bir şey satmadığını ifade ediyor. Pet shop sahibine dava açmak için İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Ahmet Şenpolat’a başvuran Sevim’in elindeki fatura köpeği içermediğinden dava açılamıyor. Ancak köpeğinin ölümü, Sevim’in hayatındaki dönüm noktası olmuş. Son çare olarak internete yönelen Sevim, şimdi www.petshopgercegi.com adresli web sitesinde hayvanseverleri bilinçlendirmek için gecesini gündüzüne katıyor.
Bunlar önemsiz çabalar değil. Ancak yasadışı yollardan hayvan ticareti yapanların, halkın sağlığını da hiçe sayma pahasına para kazanmalarını önlemek için birkaç kişinin çabasından fazlasına gerekiyor.
Bahar Kader - Can Özelgün
2008-12-22