Mezbahalardaki Zulme Dikkat! - Prof DR Tamer Dodurga

Yeni çıkacak yönetmelik bu hayvanların acısını dindirebilecek mi?

Hepimiz biliyoruz ki, kendi çıkarlarımız için hayvanların acı çekmesine neden olmak veya seyirci kalmak hiçbir insanlık ölçüsüyle bağdaşamaz. Yoksulluk, imkansızlık, teknolojik donanımın olmayışı gibi sebepler belki bir yere kadar anlayışla karşılanabilir. Ancak dünyaya huzur ve düzen getirdiğini iddia eden bir dinin hayvanların acı çekmesinin nedeni haline gelmesini anlayabilmek kolay değildir. Hele ki sevgi dini olduğuna inandığım İslam dini buna asla izin vermez ve vermemelidir.

Ben bu yazımda size, nüfusun büyük bir çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’de çıkmak üzere olan ve eksikleri olsa da “devrim” niteliğindeki bir yasadan bahsetmek istiyorum. “Devrim niteliğinde” diyorum çünkü bu yasa bir Müslüman bir ülkede hayvanların bayıltarak kesilmesini zorunlu kılan ilk yasadır ve umuyoruz ki diğer Müslüman ülkelere örnek teşkil edecektir.

Şimdiye kadar hayvanların bayıltılarak kesilmesine, yanlış bilgi ve dogmalar nedeniyle olumsuz bakan insanların çoğunlukta olduğu bir yerde “bayıltarak kesim” hakkında bir yasanın çıkması kolay değildir. Yasa koyucu konuyla ilgili kamuoyu baskısı ve oy kaybı gibi engelleri göz önüne almak zorundadır. Çok şükür ki bu engellere rağmen bu yasa çıkmak üzeredir.

Bizler yasanın tek başına her şeyi çözemeyeceğini biliyoruz. Halkın benimsemediği yasaların uygulanması kolay değildir. Bu nedenle halkın yasayı benimsemesi önündeki engeller ve bir takım önyargıların kaldırılmasını önemsiyoruz. Bu ön yargıların tamamı maalesef İslam dininin geleneksel olarak yorumlanmasından kaynaklanmaktadır.

Oysa Hz. Muhammet kurbanın en acısız şekilde kesilmesini öğütlemiştir. Bu nedenle acı veren kesim yöntemleri Müslüman bir halkın seçeneği olamaz. Ancak ülkemde hakim olan yanlış kanıya göre, usta bir kasap keskin bıçakla kesim yaparsa hayvan birkaç saniye içinde ölür ve acı duymaz. Oysa bayıltılmadan yapılan kesimler, acı alıcılarının yoğun olarak bulunduğu deri, deri altı,  kas dokusu, ve gırtlak gibi dokularda ciddi acılara neden olur. Sadece bıçak acısı değil, kan kaybının ardından kan basıncının düşmesi, bilinci henüz açık olan hayvanın korkmasına ve ıstırap çekmesine yol açar. Yine nefes borusundaki kanama nedeniyle hayvanın kendi kanını soluması yoğun acıya ve boğulma hissine neden olur.

Hayvanın kafası bedenden ayrıldığında ya da artık soluk almayıp hareketsiz kaldığında, hayvanın öldüğü ve artık acı duymayacağı şeklindeki inanış da doğru değildir. Hayvanın hareketsiz kalışı ilk başlarda öldüğü için değil, beyinle hareket organlarının bağlantısı kesilmesi ve kan basıncı düştüğü için tepki verememesinden kaynaklanır. Yani hayvan acı duyduğu halde hiçbir yerini oynatamaz, boğazı kesildiği için bağıramaz.

Kafa bedenden ayrıldığında acının biteceği iddiası da doğru değildir. Kafa ayrılsa bile bir süre beyin ölümü gerçekleşmediği için hayvan acı duymaya devam etmektedir. Bizim yaptığımız bir çalışmada, kesim için getirilen ve kesilerek kafası ayrılan koyunun yaşamına 3 dakika daha devam ettiğini beyin elektrosuyla (EEG) vasıtasıyla tespit ettik ve bu sonuçları kamuoyuyla paylaştık.

Bu aşamada, bu bilgileri daha geniş bir halk kesimiyle paylaşmak ve halkın yasayı benimsemesine yönelik çalışmaları hızlandırmak zorundayız.

Şimdi söz ettiğimiz bu yasaya göz atalım:

Türkiye 3 Ekim 2005 tarihinde Avrupa Birliğine tam üyelik müzakerelerine ve AB müktesebatının iç hukuka aktarılması çalışmalarına başlamıştır. Avrupa Birliğinin 22 Aralık 1993 tarih ve 93/119/EC sayılı konsey kararında eti, derisi, kürkü vb. amacıyla beslenen hayvanların bayıltarak kesilmeleriyle ilgili direktif mevcuttur. Nitekim ülkemizde, 11.06.2011 tarihinde bu direktifleri de kapsayan 5996 sayılı VETERİNER HİZMETLERİ, BİTKİ SAĞLIĞI, GIDA VE YEM KANUNU yürürlüğe girmiştir.

Bu kanunun 9. maddesinin kesimle ilgili şıkları şunlardır:

(2) Hayvanların kesimi ve hastalık kontrolü amacıyla itlafı, hayvanlarda heyecan, acı ve ıstırap oluşturmadan, uygun araçlar kullanılarak yerine getirilir.

(4) Hayvanların barınma, nakil, kesim öncesi ve kesimi sırasındaki hayvan refahı esasları Bakanlıkça belirlenir.

(5) Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir.

Son maddeden de anlaşılacağı gibi hangi hayvanın, hangi yöntemle kesileceğine ilişkin hükümler çıkarılacak bir yönetmeliğe bırakılmıştır. O halde, tasarlanan bu yönetmelik kesim hayvanlarının kaderini belirleyecek öneme sahiptir.

Şimdi bu yönetmelik tasarısına göz atalım:

Yönetmeliğin adı: “Hayvanların Kesimi Ve İtlafı Sırasında Korunmaları Hakkında Yönetmelik”

Söz konusu yönetmelikte hayvanların kesilmesiyle ilgili maddeler:

MADDE 5 – (1) Hayvanlar, itlaf edilmeleri, kesimleri ve diğer işlemler sırasında önlenebilir veya bertaraf edilebilir ağrı, stres veya acıdan korunur.

Görüldüğü gibi bu madde artık ağrılı kesim yöntemlerini yasaklamaktadır.

MADDE 6 –

(1)       Hayvanlar, sadece ek-1’de ortaya konan metotlara (bayıltma yöntemleri kastediliyor) ve özel şartlara uygun olarak itlaf edilir ve kesilir.

(2)       Dini amaçlar kapsamında kesime tabi olan hayvanlarda, kesimin bir kesimhanede uygulanması koşuluyla 1 inci fıkrada ortaya konan şartlar uygulanmaz.

Kurbanlık hayvanlar için bağlama ve sabitlemeyle ilgili düzenlemelerin getirilmiş olması da önemli bir adımdır. Ama 6. Maddenin 2. şıkkı maalesef bizleri hayal kırklığına uğratmıştır. Bu maddede Avrupa Birliğinin din amaçlı kesimlere zorunluluk getirmeyişi, ülkelerin inisiyatifine bırakıyor olması temel alınmıştır. Bakanlık inançlar konusunda baskı yapamayacağı düşüncesiyle dini amaçlı kesimlere bayıltma zorunluluğu getirmemiştir.

Çok ciddi ıstırapların yaşandığı kurbanlık hayvan kesiminin yönetmelik kapsamına alınmaması bizi üzmektedir. Kurbanlık hayvanları bayıltarak kesmenin dinen sakıncası olmadığı Diyanet İşleri Başkanlığınca teyit edilmişken, dini amaçlı yapılan kesimleri 1. fıkra kapsamından çıkarmanın tartışılması gerektiğine inanıyoruz. Zira, Hz.Muhammet hayvanların en az acı verecek yöntemle kesilmesini öğütlerken kurbanlık hayvanlara istisna getirmemiştir.

MADDE 17 –

Bu madde de hayvanların kesilmeden evvel ayaklarından asılması gibi ıstırap veren sabitleme yöntemlerini yasakladığı için en az 5. madde kadar olumlu ve önemlidir. Maddenin 4. şıkkına göre aşağıda bildirilen sabitleme metotları uygulanamaz:

a)        Hayvanın bilinci yerinde iken asılması veya vince, caraskala alınması,

b)        Hayvanların bacaklarının veya ayaklarının mekanik olarak mengeneye alınması veya bağlanması,

MADDE 29 –  Bu madde yönetmeliğin yayınlanma tarihini belirtmektedir.  Şöyle ki:

(1) Bu Yönetmelik, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Bu tarihin tahminimizden geç olması bizi üzmüştür ve görüşlerimiz alındığında bu husus bakanlığa da belirtilmiştir.

Uygulanacak bayıltma yöntemleri:

1- 10 kg. canlı ağırlıktan az olan ruminantlarda kafatası delinmeden sersemletmeyi sağlayan darbeli tabanca

2- Tüm ruminant, domuz, tavuk ve hindi için sadece başa uygulanan elektrikle sersemletme

3- Koyun, keçi ve domuz türü hayvanlarda tüm vücuda uygulanan elektrikle sersemletme, kanatlı sersemletmede elektrikli su banyosu

4- Domuzlar, gelincikgiller ve çinçilyagiller için yüksek yoğunlukta karbondioksit uygulaması

Kanatlılarda kullanılan Boyun Kırma, Maserasyon ve ve Başa darbe gibi bayıltma yöntemleri de yönetmelikte yer almıştır. Bu yöntemlerin hayvanlara acı verdiği konusu tartışmalıdır.

Çeşitli ülkelerde uygulanan kafada delik açan, şiş ya da pin sokan yöntemler bu yönetmelik gereğince uygun bulunmamıştır.

Hayvanlarının bayıltılması ve öldürülmesi için aslında hiçbir yöntem tatminkar değildir. Ancak mümkün olduğunca en uygun yöntemler tercih edilerek, hayvanların ıstıraplarını bir nebze azaltmak mümkündür. Hz.Muhammet hayvan keserken ona şefkatli olunmasını, eziyet edilmemesini emrettiğine göre Müslüman bir ülkeye yakışan da bu hayvanların ıstıraplarını en aza indirecek yöntemleri uygulamaktır.

Hz.Muhammet döneminde en uygun yöntem keskin bir bıçaktı, ancak şimdi daha uygun yöntemler mevcuttur. Nasıl ki Hz. Muhammet döneminde en iyi ulaşım aracı deveydi diye hala ulaşımı deveyle yapmıyorsak, bu işlemde de çağın gerisinde kalmış, hayvanlara gereksiz ıstırap veren yöntemlerde ısrar etmek kanımca İslam’ın ilahi mesajına uygun düşmeyecektir.

Avrupa Birliğinin dini amaçlı yapılacak kesimleri ülkelerin kendi inisiyatifine bırakmasını inanç özgürlükleri açısından anlayışla karşılayabiliriz. Ancak bu durum, Avrupa Birliğinin, her yıl Müslüman ülkelerde kesilen milyonlarca hayvanın çektiği acılardan sorumlu olmayacağı anlamına gelmeyecektir. Türkiye’nin bu maddeye sığınarak kurbanlık hayvanlara bayıltma işlemi uygulamaması diğer Müslüman ülkelere de olumsuz örnek olabilir. Bu nedenle Avrupa Birliği mevzuatındaki bu maddenin değişmesi hayvan refahı bakımından büyük bir önem taşımaktadır.

Prof.Dr.Tamer Dodurka

Veteriner İç Hastalıkları ve Psikoloji Uzmanı

İ.Ü.Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=15930497

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=15919947

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=15961814

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=16027189

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=16103410

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=1024162&Date=04.11.2010&CategoryID=101

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=16178008

http://www.dorukgazetesi.com/NewsDetails.aspx?NewsID=6768

http://haber.mynet.com/detay/guncel/ilahiyat-dunyasini-karistiracak-aciklama/535662

http://www.milligazete.com.tr/haber/hayvanlarin-cektigi-aciyi-goruntulediler-183240.htm

tr.euronews.net/ajans/611409-kesldkten-sonra-da-aci-Cekyorlar

www.aa.com.tr/tr/hayvanlarin-cektigi-aciyi-goruntulediler-2.html

www.gunes.com/2010/11/29/yasam/g3.html

  • Mezbahalardaki Zulme Dikkat! - Prof DR Tamer Dodurga
  • Mezbahalardaki Zulme Dikkat! - Prof DR Tamer Dodurga