https://www.haytap.org/tr/kultur-sanat-film/borc-flm-le-lgl-haytap-in-basin-aciklamasidir?anahtar=bor%C3%A7%3C%2Fp
Borç Filmi İle İlgili HAYTAP’ ın Basın Açıklamasıdır
İstanbul , 26/3/2018
BORÇ FİLMİ İLE İLGİLİ HAYTAP’ IN BASIN AÇIKLAMASIDIR
Sessiz canlarımız adına hareket eden bizleri oldukça meşgul eden, film setinde ihmal nedeniyle bir karganın ölümüne hatta diğer karga tarafından parçalanarak öldürülmesine neden olan, yönetmenliğini ve yapımcılığını Vuslat Saraçoğlu’nun üstlendiği, İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma filmi ’Borç’ bizlerden geçer not alamadı.
Bugüne kadar ihmal edilen ciddi bir alan olan hayvanların film endüstrisinde fütursuzca kullanımını engellemek, yapımcıları filmlerde hayvan kullanırken daha dikkatli olmaya yöneltmek için yaptığımız çağrı ise yerini bulmadı. Hatta ticari kaygılara ek olarak eş-dost ilişkisi nedeniyle böyle gelmiş böyle gider anlayışı minvalinde bizlerden bu durumu görmezden gelmemiz istendi. ’Bu filmi değil başka filmi protesto edin’ anlayışını bile biz gördük.
Türkiye’de bu konuya ciddi olarak kimse eğilmedi. Devlet ise mevcut yasalarını çalıştırmaktansa göz kapamayı tercih eder boyutta. İstanbul Film Festivalini düzenleyenler ise bugüne kadar böyle bir sıkıntı ile karşılaşmadıkları için nasıl tavır alacaklarını bilmezden gelmeye ve susmaya devam ediyorlar. Çünkü onların da önceliği festivalin sağ salim yapılabilmesi, konunun unutulup geçiştirilmesini istedikleri aşikar. Halbuki uluslararası yapımcılar ve bu işe meraklı seyirciler bilirler ki hayvan kullanılan her filmin son jenerik bölümünde “filmde kullanılan hayvanlar çekimler sırasında eziyet edilmemiştir” ibaresi konulmalıdır. Bu ibare olmadan filmi festivale kabul edenlerin, izlemeye sokanların bu konu hakkındaki bilgilerinin ne kadar zayıf olduğunu susmalarından, basın açıklamasını yaptığımız şu ana kadar attıkları tivitlerden, yorumlardan gözlemleyebildik. Oysa BORÇ filmi herkes için bir milat olabilirdi. Bundan sonraki yapımlarda kullanılacak hayvan dostlarımız için bir başlangıç olabilirdi. Borç filmi sayesinde, bir çok yapımcının, yönetmenin, oyuncunun film setinin arkasında çalışan kişilerin gözleri daha fazla açılıp otokontrol sisteminin gelmesi açısından da faydası olabilirdi. Ne yazık ki ’ben evimde zaten kedi besliyorum, hayvan severim’ denilerek yapılan naif savunmalar, ticari kaygılar, zamanlamayı hassas/manidar olarak gören itham içeren görüşler sebebiyle bu fırsat kaçtı.
Sette yaşananları ihbar eden duyarlı film emekçileri haricinde herkes elbirliği ile bizlerin de buna gözlerimizi kapamamızı konuyu gündemden düşürmemizi istiyor. Biz ölen bir kargadan öte , bundan sonraki tüm filmler için bu uyarıyı yapmak için yola çıkmıştık ancak sıcağı sıcağına, ani refleks yoluyla verilen retler ya da hatayı dahi savunmaya çalışmalar, bizleri tüm sessiz dostlarımız adına daha da haklı pozisyona getirdi.
El yalayanlarınız, kuyruk sallayanlarınız bol olmasın.
Siz sadece evinizdeki kediyi sokağınızdaki köpeği sevin !
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu