DON KİŞOT’UN KÖŞESİ

Bir kısım hayvan severlerin hakkının değil, hayvanların hakkı

Geçtiğimiz haftalarda internet sayfalarına ve gazetelerin köşelerine çoğu kişinin gözünden kaçırabileceği çok önemli bir haber düştü. “ Köpeğe tecavüz eden kişi sınırdışı edildi “

Olay ABD’de geçiyordu ve  maalesef hayvana eziyet ve tecavüzle suçlandığı için mahkemeye çıkarılmış , hapis cezası ile beraber yurtdışına gönderilmesi talep edilmişti.

Söz konusu olayı araştırdığımızda gerçekten bu olayın mahkemeye intikal ettiğini , olayın savcısının , hakiminin , avukatı olduğunu öğrendik. Gönül isterdiki bizim ülkemizde de her gün onlarcası tekrarlanan bunun gibi benzeri olaylarda da il çevre müdürlükleri değil , mahkemeler yetkili olsun , benzeri fiilleri işleyenler idari para cezaları ile değil , mahkemelerde yargılansınlar. Suçları sabit görülürse sabıkalarına işlensin.

Oysa , hayvanlara yapılan kötü muamele sonucu  verilen  cezaların etkisiz kalması nedeniyle, toplum vicdanın bu yasanın çıktığı zamandan beri yaralandığı bir gerçektir. Mevcut 5199 sayılı yasanın özellikle cezai yaptırım hükümleri yıllardan beri vurguladığımız üzere etkisiz kalması , gerekse buna paralel olarak toplumda çevre , doğa , hayvan hakları konusundaki eğitimdeki  samimiyetsiz tavır maalesef ülkemizin bu konuda her yıl sınıfta kalmasına neden olmaktadır.

Bu konuda uzun süredir çalışan ve iki büyük sivil toplum örgütü olan İstanbul Veteriner Hekimler Odası ve HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonunun büyük destek verdiği çalışma ve kanun teklifi ile onların haklarının güvence altına alınması ve yasanın özellikle KABAHATLER KANUNU  kapsamından çıkması amaçlanmasında bu temel kavram hep ön planda tutulmaya çalışılmıştır.Çünkü bugün hayvanlara eziyet eden , şiddet uygulayan büyük olasılıkla aynı şiddeti yarın kendisinden daha aciz gördüğü yaşlı insanlara , kadınlara ve çocuklara da uygulayacaktır. ABD mahkemesi onun için bu kararı vermekte tereddüt etmemektedir.

TBMM’ ye verilen yasanın özü de zaten savunmasız tüm canlıların doğasından kaynaklanan yaşamsal, bedensel ve özgürlük haklarının korunarak yasal teminat altına alınmasıdır.

Hayvan dostlarımızın da  bu dünyada HAKLARININ var olduğunu kabul edilmesinin neden hala kabul edilmediği anlamak çok zordur.

Tabii ki burada bahsedilen hak , insanların sahip olmuş olduğu hak ve fiil ehliyetine yaklaşan ya da onunla eşit olan bir hak değildir. Ancak hayvanların eşya ya da mal olarak kabul edilmediği tüm uluslararası literatürde ve doktrinde büyük çoğunlukla kabul edilmektedir.

Ve en önemli unutulmaması gereken husus , burada savunulan hakkın, bir kısım hayvan severlerin hakkının değil, hayvanların hakkı olduğudur. Çoğu zaman hayvansever odluğunu iddia eden bir çok kişi , hiç evinde hayvan barındırmayan , hayvan sevmeyen insandan daha fazla bile zarar vermektedir.  Alman Medeni Kanununun 90. maddesine de kabul edildiği üzere, “hayvanlar bir eşya ya da mal değildir.”  hükmü eklemiştir.

İktidar partisi milletvekili Emin Nedim Öztürk’ün , TBMM’ye  sunmuş olduğu ve bir çok milletvekili tarafından da desteklenen  bu teklifin artık bir an önce yasalaşması ve hayvanalra karşı yapılan bu tipten saldırıların kabahat değil SUÇ olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Uygarlık sınıfını  geçelim artık.10/5/2010

 

HABERTURK GAZETESİ

  • Bir kısım hayvan severlerin hakkının değil, hayvanların hakkı
  • Bir kısım hayvan severlerin hakkının değil, hayvanların hakkı