PETSHOP GERÇEĞİNDE YAPTIKLARIMIZ

Cosmopolitan Dergisi

1-Öncelikle kendinizden bahseder misiniz? Ne iş yapıyorsunuz? Hayvanlarla ilgilenmeye ne zaman başladınız?

Ben Av. AHMET KEMAL ŞENPOLAT . HAYTAP Hukuk Danışmanıyım . Hayvan hakları aslında  ilgilenilecek bir hobi değildir , yaşam tarzıdır , merhamettir , vefadır hatta ahlaki duruştur. Sesleri solukları çıkmayan ağaçların da , doğanın da , gözü çıkarılmış bir eşeğin ve üzerine benzin dökülmüş bir köpeğin de hakkının savunulmasıdır. 

2-Türkiye’de sokakta yaşayan hayvanlarla ilgili tabloyu anlatmanızı istesem nasıl anlatırsınız?

Kesinlikle korkunç. Herkes gözlerini kapatmış , olayın sadece pet boyutu –pembe haber boyutu ile ilgileniyor. Daha sonra o canların başına ne geliyor , onlara ne oluyor kısmı ile hikayeleri dinlemek , okumak , görmek bile istemiyorlar. Herkes narkozda kalıp yaşamayı çıplak gerçeklerle karşılaşmaya yeğ tutuyor. Bir avuç gönüllüye de HAYVANSEVER· damgası yapıştırıp nasıl olsa birileri bu işle ilgileniyor , birileri bu hayvanları koruyor diyor. Başına kötü bir olay geldiğinde de derneklere şikayette bulunup elini ayağını daha sonradan çekiyor…hiç düşünmüyor ki o derneklerin parası pulu var mı ? onların gücü nereye kadar ?...Bir kaç gün üzülüp kaldığı narkotik –uyuşturulmuş yaşamına devam ediyor..sokaktaki canlar ise kendi kaderleri ile tabii ki baş başa kalıyor..ya belediye ( ideolijisi· hiç fark etmez) zehirliyor ya halk tekmeliyor ya da vatandaş tahliye davası açmak için mahkemelerde koşturuyor..onlar da kanatlanıp uçamayacağına göre en masum ve suçsuz tavırlarıyla dertlerini anlatmaya çalışıyorlar , gözleriyle , kuyrukları ile..bakmasını değil görmesini bilenlere tabii ki..

3-Türkiye’de hayvan hakları yasası neler söylüyor? Ne kadarı hayata geçmiş durumda?


Dikkatinizi çekerim bu yasanın adı hayvan hakları yasası değil..hayvanları koruma yasası…daha doğrusu sakın koru-MA· yasası…! Düzenlenen metin belki çok güzel ama yaptırımlar , denetim ve uygulama olmayınca hiçbir etkisi yok..

Düşünün bir hayvana tecavüz edeceksiniz , üzerine benzin döküp sadist duygularınızı tatmin edeceksiniz , ya da belediye olarak topluca zehirleyip can çekiştireceksiniz , soykırım yapacaksınız ,· sonra da cezanız yakalanırsanız belki 250 YTL olacak…böyle yaptırım olur mu ? idari para cezası ile bu eylem kabahat olarak değerlendirilebilir mi ? Öyle ki failler kafasını kopartıp ağaca astıkları her köpek , gözünü çıkardıkları sesi soluğu çıkmayan her eşek için bu parayı devletin kasasına ödeyecekler..devlet de size bu parayla kaldırım taşınızı değiştirecek..böylesine traji komik bir durum bu…

Ya da sahipli hayvan ile sahipsiz hayvana verilen cezalar arasında ayırım yapacak..evdeki kedi can çekişince başka ceza , sokaktaki kedi zehirlenince daha farklı ceza..yasa hayvanlara mal olarak bakmaya devam ettiği ve bu hayvanlara “can” olarak bakmak istemediği· sürece bu hayvanlar biz insanlardan daha çoooook eziyet , merhametsizlik , vefasızlık ve şaklabanlık görürler !


4-Gelişmiş ülkelerle Türkiye’yi kıyaslayabilir misiniz?


Alın Kanada…onlar da fokları katlediyorlar…alın İspanya boğalara neler yapıyorlar..alın Almanya Hollanda bizden kaçırdıkları sokak kedisi köpeklerin· kürkünü markalayıp bizlere satıyorlar..alın İtalya…bizden kaçırdıkları sokak köepklerinin içinde uyuşturucu kaçırıyolar…alın Çin….kedi köpek kürkü üretiminde vahşetin ulaştığı insanlığın tükendiği son nokta…tabi batının uygarlığı daha incelmiş..bizdeki ise kaba…o gizli saklı el altından yapıyor..bizdeki göstererek..daha ilkel…

Yine de onlardaki yasalar ve düzenlemeler hatta eğitim sistemi bizdekinden çok çok daha iyi..halk doğasına sahip çıkıyor bizde..bunu kabul etmek lazım…bizdeki hayvanat bahçeleri ile barınaklar arasındaki farkı bile anlayamazsınız..hepsi ölüm ve işkence kampı…itlafın resmi olarak yapıldığı yerler..yüzyıllık meşeleri , göknarları· kesin bakalım amerikada toplum nasıl ayaklanır…burada hayvana tecavüz edin..ormanları katledin günü birlik üzüntüler görürsünüz..sonra sayfa çevrilir şıkıdım haberlerle ömür tüketirsiniz…


5-Mamak katliamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

…eskiden atalarımız örneğin İstanbul’da mızrakları saplayıp yaralı olarak çuvala doldurdukları kedileri köpekleri adalara atmışlar…hayvanları açlık ve susuzlukla birbirlerine parçalatmışlar…onların iniltileri ta Bostancı- Kartal sahilinden duyulmuş..kimileri de yüzerek bu sahillere ulaşmaya kurtulmaya çalışmışlar…daha sonra belediyeler ve zabıta müdürleri..hangi idealojiden ya da partiden olursa olsun hepsi tüm kedi köpek katliamını vermiş hiçbirisinin siyasi parti programında böyle bir çalışmaya yer verilmemiş ve iktidara geldiklerinde de adeata haşeratla mücadele eder gibi tüfekle vurmuş ya da zehirlemişlerdir..böyle bir nesilden geliyoruz…böyle ana babalardan geliyoruz..ürün de bu…! Ama bizler inat ettik bu zihniyeti değiştireceğiz..dünyaya rezil oluyoruz …bir insanğlu düşününki köpelerin ellerini bağlıyor ve teceavüz ediyor , sesi soluğu çıkmayan eşeğin gözlerini tornavidayla oyuyoruz..ko-medya ise bunları göstermemek ve duyurmamak için elinden geleni yapıp hala insanlara pembe haber veriyor..tüm dünya ayaklanmış 12 nisanda 26 Nisan’da (2006)  Ankara’ya geliyor..biz hala itle kediyle uğraşan çılgın hayvanseverler önyargısından kurtulamıyoruz..Elinde çekiç olanın her şeyi çivi olarak görmeye devam ettiği bir zihniyet olabilir mi ?


6-Sizce insanlar hayvanlara yardım etmek için neler yapabilir?

GELİN CANLAR BİR OLALIM…!

Gelin beraber çözelim…yoksa bu bir grup insanın tekelinde değil…örgütlenip çoğalamazsak böyle gelmiş böyle gidecek..biz insanları basın ve tv yolu ile eğitmeye çalışıyoruz…biraz da
Hayavnseverin karşıtı asla insan sevmez değildir..bu önyargıdan kurtulalım..en yakınlarındaki derneklerle vakıflarla işbirliği yapsınlar..internet gruplarına girsinler ..üye olsunlar…Formalite yok , kefil yok· , beklemek yok…internet web sitelerini birkaç ay izlesinler..sonra herkes kendisine yapabileceği bir iş bulabilir..herkesin işi gücü var , herkesin zamanı kısıtlı…ama isteyen , gönül veren durumun vehametini anlayan , narkozdan çıkmak isteyen bize ulaşsın..Üzerine vazife olmayan işlere de bulaşsın !

7-) Projeleriniz neler?


Biz İSTANBUL BAROSU HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU - İVHO ve HAYTAP  olarak mevcut koru-ma yasasını değiştirmek için TBMM ye başvuruyoruz . yasanın hayvanların HAKLARINI savunan ve koruyan bir yasa olması için öneri götürüyoruz…bu önerinin kabul edilmesi için medyadan desetek bekliyoruz ve bu sayfaları çeviren insanların günübirlik haberlerine konu olmak istemiyoruz..hayvanların haklarını kabul etmezseniz zihniyet devrimini gerçekleştiremezsiniz..yasayı olabildiğince etkili hale getirmek ve Türk halkına yaraşır uygar bir hale getirmek hedefimiz..sadece yasa yetmiyor tabiî ki bu bir zihniyet değişimi..onun için herkesi yardıma çağırıyoruz..özellikle basını..Orada kimse var mı diye haykırdığımızı duymalarını istiyoruz …

8-) 12 Nisan’daki yürüyüşle hedefledikleriniz neler?

Yetkililerin ilgisiz,· ilgililerin de bilgisiz olduğu bu mücadeleyi sesi soluğu çıkmayanlar adına duyurmak…televizyonlarda , radyolarda arabesk görüntülerin olduğu , mankenlerin cirit attığı , dedikodularla hayat tükettiği bir yaşamda bitkisel hayattan çıkmaları için elimizi uzatıyoruz…bir saat zaman ayırın ne kaybedersiniz…!

O canların sahip oldukları sadece bir nefes , bir soluk hepsi o !··

Nisan 2006
Cosmopolitan Dergisi

  • Cosmopolitan Dergisi
  • Cosmopolitan Dergisi